• A
  • A
04.08.2009
Sorgu

Haz ve Huzur

Bugün 2009'dan bir yaz günü ve ben geçen sene bu zamanlar kendime sorduğum bir soruyla tekrar karşı karşıyayım. Anlayamamıştımtım ne olduğunu, "ne oldu, nereye gitti namazdaki haz?" diye soruyordum kendime ve bir rüyada "elini omuzuma koyan" kişiye. Az bir zaman önce tekrar hissedebilmekten mutluluk duyduğum bu hazzı, şimdi yine aramaktayım.
Bana yöneltilen bir soruya düşünmeden verdiğim cevap, aynı zamanda benim soruma da ciddi bir cevap oldu.
Soru şuydu: "Allah için söyle, manevi yönden nasıl bir fark var sigarayı içtiğin dönemle içmediğin dönem arasında?"
Ve benim cevabım: "Sigara yokken haz alıyordum kıldığım namazdan. Ve bence insanın alacağı haz miktarı sabit, eğer bu hazzın çoğunu dünyadan almaya kalkarsa, maneviyata pek bir şey kalmıyor galiba." Dedim.
Çünkü namazdaki o derin hazzın gelişi sigarayı bırakmamla aynı zamana denk gelmişti, şimdi geçen seneyi de düşünüyorum, yine bu derinlik ve yakınlık, yeme içmeyi en aza indirdiğim bir dönemle birlikte başlamıştı. Bir müddet devam etti ve ben sebebini anlayamadan azaldı ve uzaklaştı. Acep bu manevi hazzın gelişi yemeyi içmeyi azaltmaktan, ve bu yıl için de, yemeği içmeğiazaltmakla birlikte sigara illetinden de uzaklaşmamdan mı ola..?
Bence dünyevi hazlara olan meylin artması, ruhu ağırlaştırıp onun özgürlüğünü kısıtlayan ve hatta yere çakılmasına kadar giden bir sürece sebep olmakta. İnsanoğlu gelişen teknoloji ile maddeye yönelerek demiri uçururken, manadan uzaklaşarak ruhunu ağırlaştırıp kör-kötürüm bırakmakta.
Duruma diğer taraftan bakacak olursak; Ramazan ayının diğer aylara nazaran ruhani huzur bakımından daha bereketli olmasının arkasındaki sırlardan biri de bu olsa gerek; oruç ile uzaklaşılan dünyevi hazların yerini manevi hazlar doldurmakta ve insan, içinde O'na yaklaşmaktan doğan bir rahatlık yani huzur hissetmekte.
Yine bu bağlamda, N.Fazıl'ın Mehmedine yazdığı mektubundaki dizelerde, Zindan'ı tarif ederken; "Dünyaya kapalı, Allah'a açık" demesi de maddeden uzaklaştıkça manaya yaklaşmanın açık örneklerinden biri sayılmaz mı? Zindanda dünyevi olarak esaretten ve zülümden başka ne var? İşte bu maddi alemdeki kapıların kapanması değil midir her daim Gafur ve Rahim olan Allah'a açılan kapıları fark ettiren. Yani insanın en derinden ve samimi olarak "Allah" dediği anlardan biri acziyetin doruğa ulaşıp da kibrin, gururun Kadir-i Mutlak'ın karşısında dibe vurduğu anlar değil mi..?
Yani insan dünyanın kirinden ve pasağından kurtulduğu ve dünyevi bağları (bağımlılıkları) en aza indirdiği zaman özgürlüğü ruhunda hissetmiyor mu?
Ve Hint-Fakirinin, bambaşka bir amaç için olsabile, günlerce yemeden içmeden yaşabilmesi ve hatta nefes dahi almadan uzunca bir süre dayana bilmesi düyevi olan her ne varsa, bunlardan uzaklaşmasıyla mümkün olmuyor mu?
İşte kendi dünyamda küçücük örneklerini yaşadığım ve etrafıma baktığımda benzer sebeplerin benzer sonuçları doğurduğunu gördüğüm durum bu. Tıpkı "Zaman"ı taksim etmek gibi bir şey. Zaman sabit ve bizim onu arttırmak gibi bir şansımız yok, ancak onu daha verimli kullanmaya gayret ederiz, hayatın içerisindeki gereksinimlere hakkettiği kadar zaman ayırırız. Ve işte sahip olduğumuz yoğunlaşma yetisi ve bundan alınan haz da tıpkı zaman gibi sabit. Eğer biz maddeye çok fazla yoğunlaşırsak ve burada hazzı hakkından fazla yaşarsak, diğer alana pek bir şey kalmaz, manevi haz ve huzur azalır...
İşte söz konusu duruma bu pencereden bakaılırsa açığa çıkan gerçek; Haram olmasa dahi, Allah'ın ve Rasul'ünün "azını tavsiye ettiği şeyleri çokça yapmak" Eşref-i Mahlukat olan insanı, kendisine verilen özgürlüğü kendi elleriyle kısıtlamak suretiyle, çokça bağlı ve bağımlı hale getirip, kendisi için ardına kadar açılmaya müsait manevi kapılardan da uzaklaştırıyor.

 

 

Yorum yazabilirsiniz.

Yorumlarınız onaydan sonra yayınlanacak olup eposta adresiniz sitede görünmeyecektir. Lütfen hakaret içeren sözler yazmayınız.
nedim 25.08.2009 16:01:39 civarında dedi ki:
kardeşim yazını okuduğumdan bu yana çokda eğilmiyorum yemeye içmeye:) benimde uzun zamandır rahatsızlık hissettiğim bir mevzuya yanıt oldu yazdıkların. rabbim senden razı olsun. kendini yazıya dökmeye devam et inşallah.
tahir 15.08.2009 00:00:00 civarında dedi ki:
Bediüzzaman bir eserinde şöyle der : "İnsanın gıda gibi zevke de ihtiyacı vardır. Nefis ve heva yolunda tatmin edilmezse ruh ve huda canibinde arayacaktır."
salih 10.08.2009 00:00:00 civarında dedi ki:
Tebrik ediyorum. Hayırlı olsun, hayırlara vesile olsun inşallah.
0.007 sn.