• A
  • A
08.08.2009
Nazım

İnce Ayar

O Rabbin ki, her şeyi yaratıp düzene koymuştur..

 

A’lâ Suresi / Ayet: 2


Günümüzde kabul edilen 4 temel kuvvet vardır: Yerçekimi kuvveti, elektromanyetik kuvvet, güçlü çekirdek (nükleer) kuvvet, zayıf nükleer kuvvet.. Bu kuvvetlerin bileşkeleri sayesinde, evrendeki bütün fiziksel hareketler oluşmaktadır. Kainat, özünde düzen bozucu nitelikler barındıran kuvvetlerin zıddına, olağanüstü bir düzen sergilemektedir. Örneğin; eğer yerçekimi daha güçlü olsaydı, atmosfer zararlı gazların biriktiği bir yer haline gelirdi. Hayat başlayamazdı. Şayet yerçekimi daha az olsaydı, bu seferde atmosfer çok fazla su kaybeder, Yeryüzünde canlı hayat kalmazdı.

 

Hayatın başlayabilmesi için, atomlarda da benzer hassas dengelerin varlığı gereklidir. Çekirdek kuvvetindeki minik değişiklikler, atom çeşitliliğini derinden etkilediği için, karbon, oksijen.. gibi önemli maddelerin oluşmasını imkânsız hale getirecekti. Dünyanın güneşten en uygun mesafeye yerleşmesi, yine bir başka hassas dengenin sonucunda gerçekleşmiştir. Dünya daha yakında bir yerde yörünge tutsa kavrulacaktı. Daha uzakta kalsa bu sefer de donacaktı. Hayatın başlaması mümkün olamayacaktı. Kısacası eğer bu temel güçler ve değişkenler, şu anda sahip oldukları değerlere tamı tamına sahip olmasalar, hiçbir yıldız, gezegen ve atom olmayacaktı.

 

Hayat da olmayacaktı.. Bütün bu kavramlar inceden inceye, uyum ve ölçülü bir yaradılışı haykırmaktadır.. Evrendeki milyarlarca galaksi ve trilyonlarca yıldız, mükemmel bir uyum içinde, kendileri için belirlenmiş yörüngelerinde hareket eder dururlar. Yıldızlar ve gezegenler hem kendi etraflarında, hem de bağlı oldukları sistemlerle birlikte galaksilerin içinde dönerler. [1]

 

Böylesine süratli ve karmaşık hareketli dev yapıların, belli bir düzen içinde varlıklarını devam ettirebilmeleri, kuşkusuz, bir Vâcibü'l-vücûd’u göstermektedir. [2] ‘O (c.c) olmazsa, bunlar da olmazlar’ ilanını etmektedirler..


 

Aykut Tanrıkulu


 

Dip Notlar:

 


[1]. Yakıtı tefekkür olan roketle yapılan astrolojik seyahat /Aykut Tanrıkulu


[2]. Umum eşyada (yaratılmış her şeyde),

Hususan (özellikle) zîhayat (hayat sahibi) masnu’larda (sanat eserlerinde),

Hikmetli (önceden belirlenmiş) bir kalıptan çıkmış gibi,

Her şeye bir miktar-ı muntazam (mükemmel ölçü)

Ve bir sûret (görünüş) hikmetle verildiği;

Ve o sûret ve o miktarda maslahatlar (uygunluk) ve faydalar için

Eğri büğrü hududlar (sınırlar) bulunması;

Hem, müddet-i hayatlarında (geçirdikleri ömürde)

Değiştirdikleri sûret-i libasları (vücut elbiseleri) ve miktarları,

Yine hikmetlere,

Maslahatlara (faydalara) muvâfık (uygun) bir tarzda

Mukadderât-ı hayatiyeden (hayat programından, kaderden)

Terkib edilen (sentezlenen)

Mânevî ve muntazam birer sûret (görünüş, şekil),

Birer miktar bulunması bilbedâhe (kesinlikle) gösterir ki;

Bir Kadîr-i Zülcelâlin (Celâl sahibi bir kudretin)

Ve bir Hakîm-i Zülkemâlin (Kemâl sahibi bir hikmetin)

Kader dairesinde sûretleri ve biçimleri tertip edilen (düzenlenen)

Ve kudretin destgâhında (tezgahında)

Vücutları verilen o hadsiz masnuât (sanat eserleri),

O Zâtın vücûb-u vücuduna (varlığı olmazsa olmaz oluşuna) delâlet (delil)

Ve vahdetine (birliğine)

Ve kemâl-i kudretine (kudretinin mükemmelliğine)

Hadsiz lisân (sayısız diller) ile şahâdet ederler..

Sözler / 33. söz / 12. pencere / syf: 605




 

Yorum yazabilirsiniz.

Yorumlarınız onaydan sonra yayınlanacak olup eposta adresiniz sitede görünmeyecektir. Lütfen hakaret içeren sözler yazmayınız.
0.007 sn.