• A
  • A
07.02.2010
Duygu

Sela okunuyor.

Ve Sabah Namazı Vakti.

 

Tabutun tam yanındayım. Belki de vücudu hala sıcak. Gözyaşım kurudu. İçim üşüdü. Yüreğim selayı dinlemek istemedi. Bağırmak istedim ama yapamadım. Şu anda onunla sohbete geldiğimiz caminin sohbet odasındayım. Ben aynı yerdeyim, o tabutun içinde. Ben aynı yerdeyim oturuyorum yanı başında ama o tabutta. Ben aynı yerdeyim o...

 

Artık onun bu odada son duruşu, cenaze namazı kılınacak ve bitecek... Kimsenin gücü yetmedi tabutun yanından almaya. Dermanım yok ama hala sımsıkı tutuyorum tabutu. Tuttuğum tabutta sen varsın. Geldiğimiz sohbet yerinde ikimizde varız. Ben oturuyorum.. sen tabuttasın...

 

Sela bitti. Adın okundu. Oturduğumuz yerdeyim, sen tabutta...

 

Ölüm, en sevdiğimizi kaybetmek miydi?
Hayır, ölüm bu değildi.

 

Odamdaydım. Ders çalışıyordum. İçime bir sıkıntı geldi. İçim acımaya başladı. Koştum. Evine doğru koştum. Evin önü kalabalıktı. Beni görenler yüzünü çevirdi. İçeriye girdim. Kapı açıktı. Herkes gelmişti.

 

Yattığın odaya koştum. Herkes başında. Bana baktın ve gözlerin kapandı. Bir çığlık koptu. Ben ölümü bilmiyordum. Ağlamadım. Anlayamadım. Sen gitmiş olmalıydın...
Ve Kürtçe kopan feryatlardan çok kötü bir şey olduğunu anladım. Söylenenler çok tanıdıktı. Sen gitmiştin. Ağlayamadım.. ağlayamadım.. elini tuttum.. ama uyuyor gibi görünüyordun.. kimse bağırmamalıydı.. seni rahatsız etmemelilerdi.. ama söyleyemedim. Beni duyamazlardı...

 

Toprak açılmış. Yerin belliydi. Dedemin yanı. Burası da benim yerim derdin. Anlayamazdım...
Sen ölmeyecektin ki! Ölemezdin ki!
Ölüm, dilimizin söylediği ama kalbimizden zor geçen bir söz gibi...

 

Tabuttan çıkardılar. Acilen yere yerleştirdiler. Toprak üzerine atılmaya başladı. Kuran okundu. Ağlandı. Kalabalıktı. Herkes oradaydı. Herkes gitti. Yanında kalmak istedim ama bırakmadılar. Seni yalnız bırakmamalıydım. Sen bizi yalnız bırakmazdın.

 

Toprağın altı nasıldı? Soğuk muydu? Rahat mıydın?
"Her insanın ölümü kendi kıyametidir" derdin,
Senin ölümün benim kıyametim gibiydi.

 

Seni yıkamaları için götürdüler ya.. ben de geldim. Kimse beni fark etmedi. Ordaydım. Uyuyordun ve seni yıkıyorlardı. Ölmemiştin ki? Yoksa ayaklarını nasıl birleştirebilirdin. Nasıl tebessüm edebilirdin? Ona gitmek güzeldi senin için.
Kimse beni fark etmedi. Sana dokundum. Elini öptüm. Sonra çıktım oradan.

 

Tabutun başındayım. Sohbete geldiğimiz odadayız.. oturduğumuz yerdeyiz. Son oturuşumuz.. ben bir daha o camiye gidemedim.. senin son yolculuğun.. namazın kılındı.. hiç cenaze namazını izlememiştim?
Gözlerim kapanmış...
ve uyandım...

 

Sen yoksun...

 

Yorum yazabilirsiniz.

Yorumlarınız onaydan sonra yayınlanacak olup eposta adresiniz sitede görünmeyecektir. Lütfen hakaret içeren sözler yazmayınız.
0.007 sn.