Kimse bana söylemedi, mavinin enginliğini.
Hiç fısıldayan olmadı, bakışların derinliğini.
Ve kimseden duymadım, en derin yaranın,
Beden denilen tutsak evini değil,
Kanadı kırık can evini tarumar ettiğini.
Ben, sende yaşadım...
Ve yalnızca senden öğrendim...
Umut; kırık bir tebessüm dudaklarımda.
Süzülen hayaller göz pınarımda.
Efsunlu mazinin izini sürdüm,
Bozguna uğrayan, gönül bağımda ...
Kalabalıklar ortasında, ıpıssız,
Hayatın yükünü çekmeyi,
Ve herşeyi yüklenmeği
Ben sende yaşadım
Ve senden öğrendim,
Yapayalnız yürümeği....
Ve Sen Unutma!..
Hüzün yağmuruyla yıkanır gönül,
Gönül can evinde bir garip tutsak.
Sanma ki bu hayat, sosuzmuş sanma.
Hayat bir oyunmuş, her şey oyuncak.
Zamanı gelince, bir bir uçacak...
Zamanı gelenler bir bir uçtu bak...
Abdullah Özaytürk
Kilis 11.03.2015